Kardeş İlişkileri
Kardeşler, birbirleri için hem bir özdeşim modeli oluşturur, hem de sosyal etkileşimlerin gerçekleşmesi, sevgi, güven ve sevecenlik duygularının paylaşımı için uygun bir ortam sağlar. Kardeş doğumu, ilk çocukta büyük bir ilgi ve koruyuculuk sağlayabildiği gibi beraberinde biraz sıkıntıyı ve çelişkili duyguları da getirebilir.
Anne ve babanın çocuğa yönelik ilgisinin yeni doğana kayması ile çocuk, kendisini terk edilmiş, güvensiz ve desteksiz hissetmeye başlayabilir. Kardeşine yönelik içinde bir öfke biriktirebilir. Üstündeki ilgiyi kaybettiğini düşünüp, yeni doğan kardeşi gibi bebeksi davranmaya başlayabilir. Biberondan süt içmek istemek, emzik kullanmak, emeklemek gibi davranışlar buna örnek olarak gösterilebilir. Bunun yanı sıra kardeş doğumu ile birlikte anneden uzaklaşma, içine kapanma, yemek yemekten kaçınma, tuvaletini tutma ya da kaçırma gibi durumlar da görülebilmektedir.
Yeni doğan kardeşe yönelik olan kıskançlık farklı sebeplerden dolayı ortaya çıkabilir;
- Yeni doğan kardeş ile birlikte anne ve babanın tutumunun değişmesi.
- Yeni doğan kardeş ile aradaki yaş farkının az olması.
- Çevreden gelen yaklaşımlar.
- Cinsiyet farklılığı.
Kardeş Kıskançlığı Yaşanan Durumlarla Nasıl Başa Çıkılabilir?
- Olumsuz da olsa duyguların kabul edilmesi atılacak ilk adım olmalıdır. Kardeşine yönelik olumsuz duyguların ifade edilmesini engellemek duyguyu ortadan kaldırmayacaktır. Ailenin duyguları kabul edilip, ele alması önemlidir.
- “Sen artık ablasın.” gibi söylemler çocuğa taşıyabileceğinden fazla yük bindirmektedir. Unutulmamalıdır ki o da hala bir çocuktur.
- Anne ve babanın çocukla mümkün olan her fırsatta birebir iletişime geçmesi, küçük kardeşi ile ilgili başarabileceği sorumlulukların verilmesi, çocuğun kendisini güvende ve hala ailenin bir parçası olarak hissetmesine destek olacaktır.
- Çocukların düşmanca duygularını, simgesel ya da yaratıcı yollarla dışa vurmalarına destek olmak, olumsuz duyguları ile baş etmelerine yardımcı olacaktır.
- Çocukların olmasını istedikleri fakat gerçekte var olmayan bir durumu, onlara dış dünyalarında sunmak yardımcı olacaktır. Örneğin kardeşinin gitmesini isteyen bir çocuğa, gerçekte bunu istemediğini ve aslında onun da onu sevdiğini söylemek, onu daha da öfkelendirecektir. Bunun yerine “Onun burada olmasını istemiyorsun ve bazen keşke uzaklara gidebilse diye düşünüyorsun.” şeklinde geri dönüt verilebilir.
- Uygun olmayan karşılaştırmalardan uzak durulmalıdır. “Bu yaptığını kardeşin bile yapmıyor, hem de o henüz bir bebek.” söylemleri çocuğa kendisini değer görmeyen bir birey gibi hissettirecektir.
- Kardeşin doğumundan sonra anne ve babasının kendisine duyduğu sevgisinin ikiye bölündüğünü düşünen çocuğa, anne ve babaların onları eşit bir şekilde sevdiğini söylemeleri, çocuğa iyi gelmeyecektir. Onun yerine her birine ayrı değer verildiğini ve ona özel bir sevgi duyulduğunu göstermek daha sağlıklı olacaktır.
- Eşit zaman ayırmaya çalışmak yerine, ihtiyaçları doğrultusunda zaman ayırmaya çalışmak önemlidir. Bu sayede ihtiyaçları tam olarak karşılanmış olacaktır.
- Kardeş ilişkilerine odaklanan kitaplar okumak, anne veya babanın kendi kardeşleri ile ilgili olan ilk izlenimlerinden bahsetmesi, çocukların duygularını ifade etmelerine destek olacaktır.
- Çocuklara eşit davranmaya çalışmaya gerek yoktur çünkü hepsi ayrı birer bireydir ve hepsinin farklı gereksinimleri vardır. Eşitlik duygusundan çok adalet duygusu geliştirilmelidir.
- Kardeşler arasında anlaşmazlık hissedildiği zaman onları birbirlerinden uzaklaştırmak yerine, ortak paydada buluşacakları etkinliklere teşvik edebilirsiniz. Bu onların yakınlaşmasına da yardımcı olacaktır.
- Kıskanmasını önleme amaçlı gösterilen aşırı hoşgörü, durumu daha kötü bir hale getirebilir. Gösterilen ilgi bu sefer de diğer kardeşin kıskanmasına neden olabilir.
Kaynakça:
- Solter A. (2019). Çocuğunuza Kulak Verin. İstanbul: Doğan Kitap.
- Yavuzer H. (2017). Bedensel, Zihinsel ve Sosyal Gelişimiyle Çocuğunuzun İlk 6 Yılı. İstanbul: Remzi Kitabevi.